Tuz Gölü’ndeki kuraklık flamingoların hayatını tehdit ediyor

Tuz Gölü’nün su kaynaklarının hızla azalması ve artan yüzey sıcaklıkları bölgedeki canlı yaşamını olumsuz etkiliyor

21 Temmuz 2014

Tuz Gölü’nde bu yıl dünyaya gelen flamingo sayısının rekor oranda gerilediği ve bölgede yavru ölümlerinin gözlemlendiği bildirildi.

Bölgede 2003 yılından beri gözlem çalışmalarında bulunan Doğa Derneği tarafından yapılan tespitlere göre, bölgede her yıl dünyaya gelen ortalama flamingo sayısı 10.000 düzeyinde iken, bu yıl dünyaya gelen yavru sayısı ise 2.650’de kalmış durumda. Dernek bu rakamı 2005’te 5 bin, 2007’de 4 bin, 2009’da 14 bin 644, 2011’de 18 bin 418, 2012’de ise 20 bin 275 olarak tespit etmişti.

Doğa Derneği’nin konu ile ilgili açıklamasında bu durumun esas nedeninin ise bölgede uygulanan yanlış su politikaları ve bilinçsiz su kullanımı olduğu ifade ediliyor.
Derneğe göre Tuz Gölü havzasında yapılan baraj ve kanal inşaatları, göl civarında açılan on binlerce yasadışı kuyu, aşırı su tüketen ürünlere yönelik tarımsal faaliyetler ile göle su akışını engelleyen yeni tuzlaların açılması bölgede yaşanan kuraklıkta etkili oluyor.

”Her gölün kuruyuşu ile vicdanların da kuruduğuna şahit oluyoruz.”

Açıklamada konu hakkında değerlendirmesi yer alan Doğa Derneği Genel Müdürü Engin Yılmaz şunları kaydetti;

“Her gölün kuruyuşu ile vicdanların da kuruduğuna şahit oluyoruz. Yaklaşık 60 yıldır taşıma suyla değirmen çevirmeye çalışıyoruz; doğayı canlıların yaşam hakkını hiçe sayan politikalarla Anadolu’yu hızla kurutuyoruz. Tuz Gölü gibi Türkiye’nin en kurak bölgesinde su ihtiyacı en yüksek tarım ürünlerini yetiştiriyoruz. Bunun için, barajlar ve sondaj kuyuları ile önce nehirleri ve yeraltı su rezervlerini, ardından bunların beslediği gölleri yok ediyoruz. Oysa göl bulunduğu coğrafyanın kalbidir. Tuz gölü’nün kuruması tüm havzanın yaşam döngüsünün, biyolojik ve kültürel zenginliğinin geri dönüşsüz bir biçimde yok edilmesi anlamına geliyor. Flamingoların bu sene susuzluktan dolayı ürememeyi tercih ederek yaşadığı trajedi tüm canlıların ortak kaderi olabilir. Oysa Tuz gölünü yaşatmak mümkün: Yöreye uygun, az su tüketen bitkiler yetiştirerek, tarımda tasarruflu sulama sistemleri kullanarak, en önemlisi gölün de her canlı gibi suya ihtiyacı olduğunu hatırlayarak, derelerden akan suyu barajlarla, kuyularla kesmeyerek.”

Tuz Gölü 2015’te tamamen kuruma riski ile karşı karşıya

Tuz Gölü kapladığı alan bakımından Türkiye’nin ikinci büyük sulak alanı ve Lut Gölü’nden sonra dünyanın en tuzlu ikinci gölü. Konya, Aksaray ve Ankara illeri arasında uzanan göl ile ilgili olarak yapılan bilimsel çalışmalar Tuz Gölü’nün son yüzyılda yüzde 85, 1987-2005 yılları arasında ise yüzde 60 oranında küçüldüğünü gösteriyor.

Tuz Gölü’ndeki yüzey sıcaklığı üzerine yapılan bir başka çalışmada ise bölgedeki yüzey sıcaklığının 1984-2011 yılları arasında düzenli olarak artmakta olduğu tespit edilmişti. Çalışmada bu artışın nedeni olarak ise Tuz Gölü’ndeki su ve tuz rezervlerindeki değişimler ile yeraltı su kuyularının seviyelerinin düşmesi gösterilmişti.

Bazı uzmanlara göre gerekli adımlar atılmadığı takdirde ise Tuz Gölü 2015 yılında tamamen kuruma tehlikesi ile karşı karşıya.